GÜLÜŞ TASARIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
GÜLÜŞ TASARIMI NEDİR?
Duruş ve gülüş esnasında dudak, diş ve çene pozisyonunun kişinin ağız ve çene yapısına, yüz hatlarına göre estetize edilmesi işlemine gülüş tasarımı adı verilmektedir. Estetik diş hekimliğinin ana branşı olan gülüş tasarımında tek tip bir tedavi biçimi yoktur. Kişinin ihtiyaçlarına göre farklı disiplinlerin uygulanması gerekmektedir. Eksik diş var ise implant veya köprü tedavisi ile tamamlanması, çarpık dişlerin ortodontik tedavi ile düzeltilmesi, diş eti çekilmesi gibi sorunların periodontolog tarafından tedavi edilmesi vb. birçok farklı müdahale gerekebilir. Ancak gülüş tasarımında tüm süreç en başından planlanır ve hatta birazdan bahsedeceğimiz “dijital diş hekimliği” teknolojileri ile sürecin başında tedavinin sonucu hastaya demo görsel olarak gösterilebilir.
Dişlerde gözlenen form bozuklukları, çapraşıklıklar, renklenmeler, çeşitli diş veya diş eti hastalıkları ya da diş kayıpları kişinin gülüş profili ile ilgili tereddütler yaşamasına neden olabilir.. Kişiye özel uygulanabilen pek çok gülüş tasarımı uygulaması ile hasta ihtiyaç duyduğu gülüş estetiğine ulaşabilir.
GÜLÜŞ TASARIMINDA HANGİ İŞLEMLER UYGULANIR, SÜREÇ NASIL İLERLER?
Hastanın ihtiyaçlarını doğru belirlemek ve ona en uygun tedavi planını tüm disiplinlerin çalışma alanını da düşünerek ortaya koymak uzman diş hekiminin görevidir. Başta ağız ve diş sağlığınızın mevcut durumunu tanılamak ve “sağlık” açısından ihtiyaçlarınızı gidermek, ardından ise gülümsediğiniz, dudaklarınızın tam ve yarım açık olduğu, tamamen kapalı olduğu duruşlarınızın yüzünüze ve karşınızdaki insanlara vermek istediğiniz mesaja göre estetik bir kalıba sokulması gerekmektedir. Yani öncelik sizin sağlığınızdır. Ardından kişisel estetik taleplerinize göre gülüş tasarımı planlaması yapılacaktır. Yaygın olarak uygulanan estetik diş hekimliği işlemleri şunlardır:
- Gülüş hattının belirlenmesi ve diş uzunluklarına müdahale
- Ayrık dişler için ortodontik veya bonding uygulamaları
- Diş eti çekilmesi veya hastalıkları için periodontoloji tedavileri
- Diş renginde istenilen seviyeye ulaşmak için beyazlatma işlemi
- Porselen, lamine veya zirkonyum diş kaplama uygulamalar
- Çarpık dişler için ortodontik uygulamalar
- Çürük veya kırık dişler için endodonti tedavisi ve estetik dolgu uygulaması
- … ihtiyaç ve isteklerinize göre diğer tedavi ve uygulamalar
Gülüş Estetiği Hangi Uygulamalar ile Sağlanabilir?
Çapraşıklık gözlenmeyen sağlıklı dişlere sahip bireylerde gülüşün hastanın estetik beklentilerini karşılamamasının nedenleri; dişlerin renk tonu veya formu, diş etinin ise görünme miktarı ya da simetrisi olabilir. Dişlerin renk tonu çeşitli beyazlatma yöntemleri ile açılabilir. Değişim miktarına ve düzenlenecek bölgeye bağlı olarak bonding uygulamaları, lamineler ya da kaplama yöntemleri tercih edilerek dişlerin hem form özellikleri hem de renk tonları değiştirilebilir. Diş etlerinde düzenlenme ihtiyacı olan durumlarda ise çeşitli pembe estetik uygulamaları ile istenen profil oluşturulabilir. İhtiyaç durumda bu uygulamalardan birkaçı kombine edilerek de uygulanabilir.
Dişlerde çapraşıklıkların gözlendiği durumda, tedavi alternatifleri çapraşıklığın miktarına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Çapraşıklıkların neden olduğu estetik problemlerin kısa bir sürede düzenlenmesi istendiğinde gülüş tasarımı uygulamalarının uygunluğuna dişlerdeki çapraşıklık miktarına bağlı olarak karar verilir. Çapraşıklık miktarının minimal olduğu durumlarda ideal konumlarında olan sağlıklı dişlerde form değişikliği amacıyla uygulanan yöntemler bu durumun düzenlenmesi için de tercih edilebilir. Bonding, lamine ya da kaplama tedavilerinin çapraşıklığın ideal bir şekilde düzenlenmesinde etkili olamayacağı miktarda çapraşıklık gözlenen durumlarda ise ortodontik tedavi uygulamaları ile gülüş estetiği oluşturulabilir. Çapraşıklık miktarına bağlı olarak ortodontik tedavi seçenekleri de değişiklik gösterir. Tedavi geleneksel olarak dişlerin ön yüzeylerine braketlerin uygulanması ile gerçekleştirilebilir. Bu uygulama yerine ideal tedavinin sağlanması mümkün olan durumlarda, estetik dezavantajları daha minimal olan porselen braketler ya da dişlerin arka yüzüne braket yerleştirilmesi yöntemi tercih edilebilir. Bu uygulamaların yanı sıra, diş pozisyonlarının uygun olduğu durumlarda şeffaf plaklar ile estetik dezavantaj oluşturulmadan da tedavi sağlanabilir.
Dokularda meydana gelen hastalıklara bağlı olarak estetiğin bozulduğu durumlarda ise tedavi yöntemi, var olan hastalığa bağlı olarak değişkenlik gösterir. Diş etlerinde büyüme ya da çekilmelerin olduğu durumlarda, ana etken ortadan kaldırıldıktan sonra gingivektomi (diş etinin uzaklaştırılması) ya da gingivoplasti (diş etinin düzenlenmesi) işlemleri ile estetik problemler ortadan kaldırılabilir. Dişlerde çürüklerin olduğu durumlarda kompozit dolgular ya da kaplama yöntemleri ile dişler sağlığını ve estetik görünümününü geri kazanabilir. Diş eksikliği olan durumlarda ise implant tedavileri ya da köprü uygulamalarıyla bölgedeki boşluğun neden olduğu estetik ve fonksiyon kaybı ortadan kaldırılabilir.
Gülüş Estetiği Uygulamalarında Nelere Dikkat Edilmesi Gerekir?
Multidisipliner (çok branşlı yaklaşım) bir diş hekimliği konusu olan gülüş estetiği uygulamalarının ayrıntılı bir muayene ile belirlenmesi ve seçilecek uygulamaların birbirleriyle uyum içerisinde olması büyük önem taşır. Her hastanın dişlerinin durumu ve yapısı, estetik olarak ihtiyaçları ve beklentisi birbirinden farklı olacağından hastaya sunulacak tedavi alternatiflerinin ve uygulanacak olan işlemlerin kişiye özgü olarak değişkenlik gösterebileceği bilinmelidir. Gerekli durumlarda tasarımının oluşturulmasında ve tedavinin uygulanmasında, alanında uzman birden çok diş hekimi ile birlikte ilerlenebilir. Tedavi yöntemleri belirlenirken birincil öncelik daima dişleri sağlığına kavuşturmak ve sağlığının devamlılığını korumak olmalıdır. Bu sayede daha sürdürülebilir bir tedavi sağlanması mümkün olabilir. Sağlıklı dişlerde kimi zaman yalnızca diş eti düzenlemesi ve diş beyazlatma işlemlerinin kombine olarak uygulanması hastanın estetik tereddütlerini ortadan kaldırabilmektedir.
Hastaya uygun işlemlerin ve ilgili tasarımların belirlenmesine pek çok parametre büyük önem taşır. Tercih edilecek materyal; hastanın alışkanlıklarına, diş üzerine gelen yük miktarına, dişte oluşturulmak istenen renk değişimine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Örneğin; diş dokusunda çeşitli nedenlerle kayıpların meydana geldiği durumlarda, dişlere yoğun olarak kuvvet geliyorsa ya da diş renkleşmesi ileri düzeyde olup örtücülüğe yüksek oranda ihtiyaç duyuluyorsa zirkonyum kaplama tedavileri birincil tercih olabilir. Daha az kuvvet alan ve diş renginde marjinal bir fark oluşturulmasına ihtiyaç duyulmayan durumlarda ise dişlerin durumuna bağlı olarak yansıtıcılık özelliği daha yüksek olan empress kaplama veya lamine uygulamaları ile tedavi gerçekleştirilebilir. Protez işlemlerinde lamine uygulamaları, dişlerde aşındırma ihtiyacının oldukça minimal olması nedeniyle ideal tedavi sağlanabilecek durumlarda birincil tercih olmalıdır. Tasarım oluşturulmasındaki en önemli etkenler ise; kişinin cinsiyeti, yaşı, yüz profili, karakteri ve gülüş estetiğindeki kişisel beklentileridir. Tasarım sürecinde hasta tasarıma dair tüm beklentilerini hekime detaylı bir şekilde açıklamalıdır. Ağız ortamının sağlığına zarar verecek bir durum olmadığı sürece beklenen estetik değişimler ile uyumlu bir tasarım oluşturulabilir.
Tedavi sonucunda planlanan tasarım, diş pozisyonlarının uyumlu olduğu hastalarda işlem öncesinde prova edilebilir. Mock up uygulamasıyla yapılan bu prova seansı sayesinde tedaviden beklenen sonucun objektif bir şekilde değerlendirilmesi mümkün olabilir. Bu aşamada gerekli durumlarda tasarımda değişiklik yapılabilir. Dişlerde işlem yapılmasının ardından da oluşturulan protezin dişler ile olan uyumu ve estetik özellikleri kalıcı olarak yapılmadan önce prova edilir. Uyumun yeterli oranda olmadığı ya da protezin hastanın estetik beklentisini karşılamadığı durumlarda bu aşamada da tasarım değişikliğine gidilmesi mümkündür.
Gülüş estetiği uygulamalarına ilk olarak ağız içerisindeki mevcut hastalıkların tedavisi ile başlanmalıdır. Ağız ortamının sağlığını oluşturacak gerekli işlemler yapılmadan gülüş estetiği uygulamalarının gerçekleştirilmesinin tedavi ömrünü kısaltabileceği bilinmelidir. Dişlerdeki çürükler ve diş eti rahatsızlıkları tedavi edilmeli tedavisi koruyucu bir yöntemle gerçekleştirilemeyecek dişlerin çekimleri planlanmalıdır. Bu sayede tedaviler ile oluşturulacak gülüş tasarımı daha uzun süre korunabilir.
GÜLÜŞ TASARIMI NEDEN KİŞİYE ÖZEL YAPILMALIDIR?
Herkesin aynı yüze sahip olmaması gibi herkes aynı gülümsemeye de sahip değildir. Gülüş tasarımında “kişiye özel” vurgusunun altında da bu yatıyor. Yazının önceki kısımlarında bahsedilen diş, dudak, çene, gülüş hattı vb. değişkenler ile birlikte yüzün genel ifadesi ve hastanın gülümsemesiyle vermeyi arzuladığı “o” hissiyat da bütün süreci etkilemektedir.
İnsan yüzünün iki yarısı tam anlamıyla simetrik değildir. Hatta bu nedenle profesyonel kuaförler saç ve sakal kesimini yüzün iki yarısını ayrı ayrı değerlendirerek yaparlar. Gülüş tasarımında da aynı durum geçerlidir. Gülümsediğinizde dudağınızın sağ kısmı, sol kısmına göre yukarıda veya aşağıda olabilir. Sürekli çiğneme yaptığınız dişler daha kısa, ağzın diğer kısmındaki dişler daha uzun olabilir. Üst ön dişlerinizin daha uzun görünmesini isteyebilir, gülümsediğinizde sağ-sol bakışta dişlerinizin daha çok veya az belirgin hale getirilmesi gerekebilir. Kısacası yüzünüz gibi gülüşünüz de eşsizdir. Bu nedenle gülüş tasarımı standart bir diş tedavisi değildir.